12 Eylül 2009 Cumartesi

alış-veriş

Bir çok kadının aksine alış verişten neferet ederim(pek fazla sevmem).Her seferinde ilk girdiğim dükkandan,tam da aradığım şeyi bir kerede bulup çıkmak isterim ama,o körolasıca talihim,hemen her konuda olduğum gibi,bu konudada bana hiç yardım etmez.Çoğu kez sıkılır,bunalır,terler,birazda tezgahtar kızaçok ayıp oldu,diyerektezgahın üzerinde oluşturduğum yığından en makul olanın almaya çalışırım.Bluz,gömlek neysede elbise etek pantolan alışverişi iyice canımı sıkar.Soyun giyini vardır;perdenin yada ahşap bir bölmenin arkasına geçmen,perdeyi çekmen yada kapatman gerekir.O havasız daracık yerde terleye terleye soyunup giyinmeye çalışırsın;kolyen bluzunun yakasına takılır; küpen düşer,üstünden çıkanları amacının tersine hiçte kullanışlı olmayan kimi çıkıntılara asmaya çalışırsın.Tezgahtar kıza en ufak bile bir kuşku duymadan,gerine gerine söylediğin beden numarasındaki şeyin içine sığmadığını dehşetle fark eder,epeydir görmezden gelmeye çalıştığın kilolorla,kıstırıldığın bu delikte kaçınılmaz bir biçimde yüzleşirsin.Üstelik kendine bir hoşluk yapamak için geldiğin böyle bir yerde,böyle bir vesileyle bu acı gerçeği kabullenmek zorunda kalmak ağır gelir.Üzerine olamyan bedenleri "bu biraz dar geldi galiba" gibi aptalca cümlelerle dışarıya uzatırken,kendini küçük düşmüş hissedersin.Bütün bunların yanında sen,başka bir tezgahtarın müşterisiyle senin soyunma kabinin boşaltmanı manalı ve ısrarlı gözlerle bekledıiklerini görürsün.
Bütün bunların sonunda yanlızca tek duygu kalır içinde:Bir an önce buradan kaçmak,en uzaklara kaçmak,seni kimsenin bulamayacağı yerlere kaçmak:))Alış veriş benim için böyle bir kabustur işte!

Hiç yorum yok: